GERÇEĞİNDEN NE GÖRDÜK Kİ YAPAYINDAN BEKLENTİMİZ OLSUN?

GERÇEĞİNDEN NE GÖRDÜK Kİ YAPAYINDAN BEKLENTİMİZ OLSUN?

Bir şeyin yapayının yani sunisinin gerçeğinin aynısı olmaz ilkesinden hareketle insan beyninin Yapay Zeka (YZ) denilen endüstriyel gelişimlere bağlı olarak gelişebileceğini düşünmek abesle iştigal olur. Yapay kelimesi TDK sözlüğünde her ne kadar doğadaki örneklerine benzetilerek insan eliyle yapılmış veya üretilmiş; yapma, bileşimli, suni, tasni, sentetik, doğal karşıtı olarak tanımlanırsa da bu sözcük aynı zamanda ilgili TDK sayfasında verilen bir örnek cümlede (Tahsin Yücel'e ait bir cümle) ‘saçma’ kelimesi ile neredeyse eş anlamlı olarak kullanılmıştır. O halde 'yapay' kelimesinin 'saçma' kelimesi ile eş anlamlı olduğunu TDK ya göre ileriye sürebilir miyiz? Bu kelimenin sonuna 'zekâ' kelimesi katılarak elde edilen Yapay Zekâ (YZ) ile ilgili olarak: YZ ye sorulan sorular şunlardır. Eğitim bürokrasisinin çok fazla değişmesinin anlamı eğitim politikasının her bürokrasi değişimine göre değişikliği anlamına gelir. OECD ülkeleri arasında en az yatırıma sahip olan ülke olmanın anlamı eğitim kalitesizliğini getirir. İlk 100 de üniversite olmaması ise o ülkede rekabetçi bir politika olmamasına yol açarak uluslararası alanda geride kalınmasına neden olur.   Şimdi madem herkes bu YZ ye her şeyi soruyor ya (yapılmış bir testin bu soruları Chat GPT ye sorulabilir. Kaynak olarak bir TV programından alınmıştır. O halde TDK nın tanımlaması ile birlikte YZ için ‘bir ülkede eğitim bürokrasisi sık sık değişirse ne olur? OECD ülkeleri arasında eğitim alanına yatırım yapan sondan ikinci ülke olunursa ne olur? Ve dünya üniversiteleri arasında ilk 100 e giren üniversitesi olmazsa ne olur?’ diye sorular sorulduğunda buyrun size YZ nin cevapları: Eğitim kalitesi düşer Beyin göçü olur Ekonomik gelişme yavaşlar Sosyal eşitsizlikler artar Demokratik katılım yavaşlar Bilim ve teknoloji alanında geri kalınır. Şimdi değerlendirme olarak eğitime yapılmayan yatırımlar sonucunda eğitim kalitesinin düştüğü, buna bağlı olarak ise dışarıya doğru bir beyin göçünün olması gerektiği, ekonomik gelişmenin yavaşladığı, bunlarla birlikte toplumda sosyal eşitsizliklerin artacağı, demokrasinin de askıya alınabileceğine dair sonuçların bilim ve teknolojide geri kalınacağı gibi değerlendirmelerin YZ nin verdiği cevaplar gibi YZ nin değil gerçek bir beyin meselesi olduğunu idrak edilmesi gerekmez mi? Bütün bu cevaplar bir devamlılık arz edecek şekilde birbirini takip edecek sonuçların ortaya çıkmasını sağlayacak bir durum arz eder. Demek ki sonuç olarak diyebiliriz ki YZ ye sorulan her sorunun cevabının mantıklı olanları ‘gerçek beyin‘ düşüncesi olarak algılanması gerekir. Gerçek beyinlerin bunları düşündüğünde YZ ye bu soruların sorulmasının bir anlamı kalmayacaktır belki de. ARKEOTEKNO